Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye Nerede Duruyor?
Bu savaş bu bağları etkilediği ve enerji fiyatlarını artırdığı ölçüde, halihazırda yüzde 50'nin üzerinde enflasyon yaşayan Türk ekonomisi de bunun yansımalarını hissedecektir.
Yazan: Steven A. Cook
Çeviren: Utku Kutbay
Türkiye, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Nerede Duruyor?
Rusya’nın Türkiye çıkarları üzerindeki büyük etkisi, Ankara’nın Ukrayna’daki savaş konusunda orta yolu bulmaya çalıştığı anlamına geliyor. Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’yı İşgaline Nasıl Tepki Gösterdi? Türkiye Hükümeti, Rus İşgalini ‘’savaş’’ olarak nitelendirerek 1936 Montrö Sözleşmesi uyarınca Karadeniz’e açılan İstanbul Boğazı’nı savaş gemilerine kapatma hakkını kullandı. Bu eylem herhangi bir donanma gemisi için geçerli olsa da eylemin Moskova'nın halihazırda sahip olduğu ateş gücüne takviye yapmak istemesi ihtimaline karşı Rusya'nın filosunu hedef aldığı açıktır. Türkiye’nin kararı, en azından, Ukrayna’yı destekleyen önemli bir sembolik karardır.
Türkiye’nin Tepkisinin Arkasında Ne Yatıyor?
İstanbul Boğazı’nda savaş gemilerine getirilen kısıtlamalara rağmen -İsrail’in de içlerinde bulunduğu diğer ülkeler gibi- Türkiye stratejik olarak savunulabilir fakat ahlaki açıdan sorgulanabilir bir orta yol arayışındadır. Türkiye, BM Genel Kurulu’nda Rusya’yı kınayan bir karara oy vermiş olsa da, Rusya’ya yaptırım uygulamamış ya da hava sahasını Rus uçaklarına kapatmamıştır. Bazı gözlemciler Türkiye’nin politikası ile Avrupa Birliği (AB) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) kesin Ukrayna yanlısı görüşleri arasındaki farklılıkları vurgulamakta gecikmedi ve Ankara’nın; Ukrayna’nın bağımsızlığına retorik olarak bağlı kalmak ve Rusya’ya yakın bir tavır sergilerken çatışmaya arabuluculuk yapmayı teklif etmek üzere her iki yolu denediğini ima etti. Özellikle, S-400 olarak bilinen Rus yapımı hava savunma sisteminin satın alınmasından sonra bu durum mantık çerçevesine oturuyor. Ancak bu durum yakın bir tavır sergilenmesinden ziyade, Türkiye’nin çıkarlarının Rusya ile özellikle başta Suriye olmak üzere kritik alanlarda içe içe geçtiğinin kabul edilmesidir. Türkiye, bir Kürt devletinin ortaya çıkmasını engellemek ve ABD ile birlikte terör örgütü olarak tanımladığı Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile bağlantılı bir grup olan Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerindeki baskıyı sürdürmek istiyor. Bu hedeflere ulaşmak için Türk yetkililer Rusya’nın hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak zorunda çünkü Moskova, Suriye’deki en önemli dış aktör ve böylece Türkiye’nin buradaki askeri operasyonlarını zorlaştırabilir ve diplomatik çabalarını boşa çıkarabilir.
Rusya, Türkiye’nin Daha Geniş Dış Politika Stratejisinde Nasıl Bir Yer Tutuyor?
Son yıllarda Türkiye, en iyi tanımlanabilecek şekliyle dış politikada bağımsızlık politikasını izlemiştir. Akdeniz, Orta Doğu ve Kafkasya'da önemli bir güç olan Ankara, zaman zaman NATO müttefikleriyle çatışan çok yönlü bir dış politika izlemiştir. Örneğin 2017’de Türkiye S-400’leri satın almaya karar vermiştir. Bu adım, Ankara ile Moskova arasında ekonomik ilişkileri geliştirme hamleleriyle birlikte diplomatik ve hatta askeri ilişkileri derinleştirme tartışmalarının da bulunduğu artan bir diyalogla aynı döneme denk geldi. Aynı zamanda, Türkiye ve Rusya kendilerini Suriye, Libya ve Ermenistan ile Azerbaycan'ın yakın zamanda savaştığı Dağlık Karabağ da dahil olmak üzere önemli bölgesel çatışmaların karşıt uçlarında buldu. Buralarda farklı tarafları desteklerken bile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin diyaloglarını sürdürdü.
Peki ya Ukrayna?
Türkiye genel olarak Ukrayna’nın bağımsızlığını ve ülkenin toprak bütünlüğünü destekledi. Erdoğan, Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak etmesini kınamış ve Rus yönetimi altında acı çeken Kırım Tatarları (bir Türk etnik grubu) adına savunuculuk yapmıştır. Türkiye, Rusya'nın son işgali öncesinde Ukrayna'ya silahlı insansız hava aracı sattı, ancak bazı raporlar sadece on iki ila yirmi kadarının teslim edildiğini gösteriyor.Yine de, sayısı fark etmeksizin, Türk Bayraktar TB2 insansız hava araçları ölümcüldür ve Libya, Suriye ve Dağlık Karabağ'da büyük bir etkiyle kullanılmıştır. Bu savaş Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarını nasıl etkileyecek? Türkiye hem Rusya hem de Ukrayna ile ticaretini ve ticari ilişkilerini genişletmeye çalışmıştır. Türkiye aynı zamanda Rusya için turistik anlamda bir seçenek ve petrol ve gaz ithalatçısıdır. Bu savaş bu bağları etkilediği ve enerji fiyatlarını artırdığı ölçüde, halihazırda yüzde 50'nin üzerinde enflasyon yaşayan Türk ekonomisi de bunun yansımalarını hissedecektir.